Virüs konusunda sil baştan başladı her şey. Kırmızıya döndü. Kırmızıya döndüğümüzü ekranlarda anlatınca çoğu insanın kızmasına rağmen kırmızıyız.
Risk haritasında yerimizi aldık.
Çarşılar, Cumartesi öyle kalabalıktı ki, kazancıların kale girişini trafik ekipleri kapatmıştı. Normalleşmeyi pekte anlamadık.
Maskede sınıfta kaldık.
Üretilen maskeler artık tezgâhlarda satılıyor. Nasıl ve hangi şartlarda üretildiği belli olmayan desen desen renk renk maskeler.
Kontrol yok.
Maske için bir açıklamada yok.
Vatandaşlarla röportaj yaparken bir haftadır aynı maskeyi kullananların olduğunu duyduk.
Bence maske maskelikten çıkmış sadece görüntü durumuna düşmüş. Maskenin koruması lazım, mikrop saçması gerekmiyor. On gündür aynı maskeyi kullanmakta neyin nesi. Nasıl başa çıkacağız. Hafta sonu iki gün sokağa çıkma kısıtlaması var. Kısıtlama haberlerinden rahatsız olanlar işte bu haber hepimiz için kötü. Fakat elden şimdilik başka şey gelmiyor. Gittikçe kötüye gidiyoruz. Normal bir olaymış gibi bu salgını göremeyiz. Bir gün mutlaka bu virüs böyle giderse bizi de bulacak, ne kadar kaçarsak kaçalım.
Maske, mesafe ve temizlik diye diye bu hale geldik. Bütün uyarılara rağmen şu an için haritada yerimiz kırmızı. İngiliz varyantlı virüsün yayılma hızı devam ediyor. Daha önce yüzüne bakmadığımız pastiller eczanelerde yok satıyor. 40 TL’den aşağıda pastil şimdilik yok.
Bütün bunlara rağmen her kanalda bilim insanları da kafamızı karıştıran sorular ve cevapları ile ortalığı toz duman hale getirmeye devam ediyorlar. Şimdiye kadar bu veya benzeri virüs ya da mikroplar ile ilgili bir tek makalesi bile bulunmayanlar her gün TV’lerde açıklama yapıyor.
Kim şimdiye kadar bu virüsü incelemiş ki bu kadar net konuşuyor. İşte bilgi kirliliği de bu. Sosyal medya üzerinden korona tedbirleri, sağlık sitelerinde hit yaparken market zincirleri de takviye vitaminleri satmaya devam ediyor. Kimin nasıl ürettiği belli olmayan ve vatandaşın bütçesine göre üretilen takviye ilaç gıdaları ve bilinçsizce tüketilen vitaminler bizlere ilerde böbrek yetmezliği olarak geri dönecek.
Şimdilik durum bu.
Birde, siyasette maske takanlar var.
Nasıl mı?
Pudra şekeri gibi.
Gerçekten bu memlekete hizmet etme derdinde olanlarla sonradan bu partiye giripte enjekte olanların arasındaki farkın gözler önünde serildiği gibi. Fetö’nün okullarında çocuklarını okutup seni beni beğenmeyenler gibi.
Örnekleri çoğaltabiliriz.
İşte böyle yöneticilerin ve evhamlı kişilerin kendilerini nimetten saydığı ortamda onların maskelerini de düşürmeye devam edeceğiz.
Bugünlükte bu kadar.
Kalın Sağlıcakla.
YORUMLAR