İYİ Parti genel Başkanı Meral Akşener'in açıklamalarının ardından ortalık karıştı. İkizdere deki direnişçi kadınları ziyarete gitmişti aslında ama PKK ile neden işbirliği yapıyorsunuz sorusuna da bir hayli öfkelendi.
Efendim, şimdi siz millet ittifakı ile hareket ederseniz vatandaşta size bu tür yakıştırmalar ya da size göre iftiralar atar.
Buna da hazırlıklı olmanız gerekir.
İttifak yaptığınız parti vekili HDP'den bakan yaparız derse vatandaşta size bu soruyu sorar.
Siyaset uzun soluklu bir maraton.
Nefesi olan devam eder.
Bu sebeple, daha yeni çıktınız taşın başına der atalarımız.
Vatandaş yuhalasa da, bağırıp çağırsa da, bi dinleyin bakalım.
Neden?
Çünkü siyasetçi önce hazımlı olacak, sonrada azimli.
Tabi, buraları grup toplantısı yaptığınız ve vekillerinizin her söylediğine biat edip ayakta alkışlattığınız yerler değil.
Buraları halkın içi.
Sizde halkın yanında olunca, söylemlerinizle uygulamalarınızla ters düşerse vatandaş size tepki gösterecek tabi ki.
Bunu da kabul etmeniz gerekecek.
Şimdi yüzde elli iki ile seçilmiş bir Cumhurbaşkanını Netanyahu'ya benzetirseniz, vatandaş onu da soracak.
Onun için siyasette ne konuştuğunuzu bilmeniz gerekir.
Böyle olmalı mı?
Bence böyle olmamalı ama, saha çalışması yapınca böyle işlerde siyasette karşınıza çıkacak.
Bu tüm parti liderleri için böyle.
Vatandaş yanlış gördüğü şeyi yüzünüz söyler.
Dinleyip ona göre davranmanız gerekir.
Son söz, vatandaşın parasını, eşyasını vs şeyini emanet isteye bilirsiniz ama oy'unu asla.
Bu memlekette grup kurmak için transfer listesine giren vekillerle kol kola gezerseniz, vatandaşta size daha dün kol kola gezdiğiniz bir partinin HDP li bir bakan açıklamasını size yansıtır.
Bu sebeple, siyasette kızma yok, darılma yok, kırılma yok.
Olursa sonucuna katlanırsınız.
Varlığınız, CHP’nin varlığına armağan oldu.
Onlar olmasaydı ne olurdu?
Şu an hala 107 partinin içinde olurdunuz da mecliste olamazdınız.
Bugünlükte bu kadar.
Kalın Sağlıcakla.
YORUMLAR