Pandemi bitmedi, azaldı.
Düğünler başladı.
İzni alan salona, dağa bayıra koştu.
Kır düğünü yaptı.
Kimisi davul zurna eşliğinde 12 katlı binaların arasında çalmaya, bağırmaya devam etti.
Maske hak getire.
Mesafe, halay çekme mesafesi kadar.
Gençler aynı. Yolu kapatıp trafikte Ankara’nın bağlarına oynamaya devam ediyorlar.
Bu minvalde Valilik havai fişek atımını yasakladı.
Satımını Yasakladı mı bilmiyorum ama Gül parkında her gün havai fişek atmaya devam eden bir güruh var.
Polisimiz havai fişek atanların peşinde.
Bir taraftan drift atan arabalar, bir taraftan evlenmeyi kutlayanlar, bir taraftan da havai fişek atanlar derken bir yaz sezonu böyle geçecek gibi.
Aşılı aşısız fark etmez millet birbirleri ile el ele kol kola.
Peki bu kadar önlem niye idi.
Yazık değil mi sağlık çalışanlarına, güvenlik güçlerine.
Yazık değil mi işini tam yapanlara.
Anlamadık gitti.
Sitelerin içerisinde davul zurna çaldırmak ta neyin nesi.
Kim veriyor bunlara izni?
Velhasıl, bu düğünlerin bir boyutu.
Diğer boyutuda taraflı tarafsız herkesin bir kez düğünü oluyor anladıkta, bu kadarda olmaz dedirten hareketlere devam etmemizi anlamıyorum.
Birde, zenginin düğününe gelipte fakirin düğününde görünmeyenlere ne demeli.?
Onların b u dünyada işi işte, öbür dünyayı bilmem.
Gösteriş ve caka satanlar birgün bir fakirin düğününe gitmiş mi acaba?
Onu da kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Atla it izinin karıştığı şu günlerde pekte önemi yok gibi.
Niye mi?
Atı alan Üsküdarı geçti de ondan.
Bugünlükte bu kadar.
Kalın Sağlıcakla.
YORUMLAR