Reklam
Necmettin ÇUHADAROĞLU

Necmettin ÇUHADAROĞLU

DİZİMİZİN DİBİNDE

20 Nisan 2021 - 10:00

Kafayı yemek üzereyim.
Evet gerçekten öyle.
Evimizdeki canavar sayesinde. Televizyon adı altında evlerimize giren ve maalesef çokta kontrolü olmayan televizyon sayesinde.
Hemde,
Dizi'mizin dibinde.
Hazır millet evde otururken kafalarını yedirelim cinsinde televizyon dizileri evlerimizin içerisinde psikolojimizi bozmaya devam ediyor. Hem de ardı ardına yeni diziler eklenerek. Kırmızı oda, masumlar apartmanı ve şimdide camdaki kız. Bunları izleyenlerin tamamında derin izler bırakan psikolojimizi bozan diziler.
Hemen hemen hepsi gerçek hayattan alıntı diye başlıyor. Sapık bir anne, sürekli kızının rüyalarına giriyor, diğer bir anne kızının bekaretini korumak için olmadık şeyler yapıyor, kırmızı oda da değişik hayat hikayeleri derken evvelden zenginlerin hayatlarını izletirlerdi çok şükür şimdide delilerin hayatlarını izletiyorlar.
Bir başkası, iki kadınla yaşamak isteyen her ikisini de seven bir karakteri canlandıran zatı muhterem. Gerçek hayatta öyle mi oluyor. Diğer bir dizi Kefaret. Adam üç kadınla yaşıyor, ikisinden çocuğu var vs.vs.
Bakın bize dayatılmaya çalışılan dizilere.
Anadolu kadını öyle midir?
Boşandığı erkeğe tekrar bakmaz.
Namus kavramı bizde çok önemlidir. Kadında olsa erkekte olsa böyle rezilliklere müsaade etmez. Dizilerin çoğu dışarıdan alınan ve ülkemizdeki hayata uygulanmaya çalışılan diziler.
Ama, hazır pandemide evde otururken birileri aile yapımızla oynamaya devam ediyor.  RTÜK bunları takip ediyor mu? ceza ya da uyarı veriyor mu bilemiyorum ama ramazanda dahi evlerimizin içi fuhşiyat dolu ise vay bizlere vay.
Ne yapacağız?
Bu tür dizileri RTÜK şikayet edebiliriz.
İftarı aç, iftar ile sahur arası ibadet ile geçmemiz gerekirken, herkes birbirine şu dize ne oldu, şu dizide ne olacak diye soruyorsa oruçlarımızın kabulü hak getire.
Ramazan ibadet ayı, gönül ayı, huzur ayı.
İbadetlerimizi sadece Ramazana endekslemeden bir ömür geçirmek için dünyaya geldik. Yaradılışın esrarında yüce yaradan böyle diyor. Kulluk sözleşmemizi imzaladığımız doğduğumuz ilk günden sözleşme sona erene kadar Allah'a kul olma yolunda çalışmamız gerekirken ''dünyevi'' ihtirasların olduğu bir ömrün içerisine düştük. Rabbim hepimizi affetsin.
En kötüsü ne biliyor musunuz?
Rabbim bizi kulluk defterinde silerse, ne yapacağız?
Bugünlükte bu kadar.
Kalın Sağlıcakla. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum