Reklam
Sevim FAZLIOĞLU

Sevim FAZLIOĞLU

Psikolog

ÇOCUKLARIMIZI CİNSEL İSTİSMARDAN NASIL KORUYABİLİRİZ?

05 Ağustos 2019 - 11:10 - Güncelleme: 05 Ağustos 2019 - 11:11

 Anne ve baba olduktan sonra dünyaya dair tehdit algısı da değişiyor insanın. Çocuğunu o zamana kadar aklına gelmemiş tehlikelerden koruman gerektiğinin farkına varıyorsun. Mesela cinsel istismardan. Anne-baba olarak var olduğumuz müddetçe çocuklarımızı bir şeylerden korumaya çalışabiliriz; ama asıl olan çocukları kendilerini koruyacak donanıma getirebilmek. Ne yazık ki Türkiye’de her 5 kız çocuktan 2’si, her 10 erkek çocuktan 3’ü cinsel istismara maruz kalıyor.
Gelin hep birlikte istismarlara kısaca göz atalım:
Fiziksel İstismar: Çocuğu fiziksel güç kullanarak itmek, vurmak, dövmek vb.
Cinsel İstismar: Çocuğu, cinsel ihtiyaçlarını tatmin etmek için kullanmak, işkenceler yapmak, zorla alıkoymak, sadistçe yaklaşmak. Çocuk cinsel istismarı, psikoz-sosyal gelişimini tamamlamamış bir çocuğun, rıza göstermesinin mümkün olmadığı cinsel eylemlere katılmaya zorlanması veya maruz bırakılmasıdır.
Duygusal İstismar: Çocuğun öz-saygısına çelme takan davranışlarda bulunmak (lakap takmak, hakaretlerde bulunmak, utandırmak, korkutmak vb.)
İhmal: Çocuğu ihtiyaç duyduğu fiziksel ve duygusal ihtiyaçlardan mahrum bırakmak (Barınma, beslenme, harçlık, okuma, sağlık gibi).
 İstismar olması için illa cinsel saldırı olması gerekmiyor. İngiltere’de yayınlanan son çalışma bir kez daha gösterdi ki; istismarın çeşitlerinin olduğu son 30 yılda toplum tarafından daha iyi anlaşılmaya başlandı. Bu şu demek, bir çocuk bağrışlara maruz kalıyorsa, küçümseniyorsa, hakaretlere maruz kalıyorsa yahut yalnızlaştırılıyorsa, ebeveynlerinin sevgisinden mahrum bırakılıyorsa; bu da istismardır.
AİLELER BU BELİRTİLERE DİKKAT!
İstismara maruz kalmış olan çocukların davranışları hakkında ipucular:

  • Toplumdan geri çekilir, içine kapanırlar.
  • Kimseye güvenmediği için sürekli güvende olmayı aile bireylerine yapışır vaziyette kalmayı) arzular. Ayrılmamak için adeta görünmez bir bağla bağlanmış izlenimi sürer.
  • Genital bölge, anüs veya ağız çevresinde ağrı, renk değişimi (çürüme gibi) veya kanama.
  • Tuvalet yaparken ağrı (birden çok defa).
  • Tuvalet eğitimi ile alakasız alta kaçırma.
  • Öfke patlamaları.
  • Oyuncakları ile oynarken yaşının ötesinde bilgide cinsel hareketler ile oynaması.
  • Okula gitmek istemezler.
  • Bazı mekân veya kişilerden ani korku/çekinme.
  • Kendine zarar verme davranışları (kesme, saç yolma, v.b.)
  • Gece kabuslarla uyanır, uykuları bölünür.
  • Sürekli ağlarlar, gergin olurlar.
  • Kalabalık ortamlardan kaçar ama tek başına da kalmamaya çalışır. Korku da dahil olmak üzere tüm duyguları daha şiddetle yaşar. Normalde korkmadığı şeylerden de korkmaya başlar. Sürekli irkilme halindedir ve tedirginlik yaşar.
  • Olumlu bir durum karşısında bile, hiçbir olumlu belirti göstermez, gösteremez. Çünkü kendi içinde yaralıdır ve acı içinde kıvranmaktadır.
  •  Eğer eylem, kandırılarak gerçekleşmişse; diğer insanları da yalan söylemekle suçlar.
  •  Gözünün önüne olayla ilgili imajinasyon (görsellik) geldiğinden, bir anda gözlerini kapar ve saklanır.
  • Resimlerinde olayın gerçekleştiği yeri çizer. Olayı gerçekleştiren kişiyi kızgın şekilde resmeder. Olay evde geçtiyse, evi simsiyah çizer ve şiddetli şekilde karalamaya başlar. Bu, aslında olayı zihninden silmek istediğini anlatma çabasıdır.
  • Kendi uzuvlarına yabancılaşır: “Bu kol benim değil, bu bacak benim değil” şeklinde söylemlerde bulunur. Ve çıldırmaktan korkar.
  • Olayların gerçekliğini sorgular, yaşadığı şeyler gerçek dışı görünür.
 Şunun altını özellikle çizelim; istismara uğrayan her 6 çocuktan yalnızca 1’i medyaya yansıyor. Mağdurlarla ilgili yapılan son çalışma sonucuna göre, olayı gerçekleştiren kişi yüzde 90 mağdurun tanıdığı biri, yakını olabiliyor. Olayın ortaya çıkmaması için kendi ailesi tarafından baskı gören mağdurların, ilerleyen yaş dönemlerinde intihar ederek yaşamlarına son verme isteklerinin yüksek olduğunu gözlemliyoruz. İlerleyen dönemlerde cinsel işlev bozukluklarına, depresyona ve anksiyeteye daha çok rastlıyoruz.
PEKİ ÇOCUKLARI CİNSEL İSTİSMARDAN NASIL KORUYA BİLİRİZ?
Çocuğunuz özgüven eksikliği yaşıyorsa aman dikkat: Sosyal kaygı bozukluğu yaşıyor olabilir. Derhal bir uzmana başvurun. Çocuğunuzun ruhsal olarak bozukluk yaşamasına göz yummayın. İstismarcılar, genelde sessiz-özgüvensiz çocukları tercih ediyorlar. Asla unutmayın.
Anne-baba-uzman olarak, önce kendiniz iyi bir örnek olun: Özgüveniniz eksikse destek alın. Ya da aşırı öfkeli-gergin biriyseniz, bu bağlamda kendinizi güncelleyin. Destek birimlerine katılın. Böylelikle, çocuğunuz sizi rol model olarak kabul eder ve kendisi de çekingen olmak ile saldırgan olmak arasında bocalamaz, saygı duyulan bir kavram olarak empatik olmayı yeğler.
Anne-babalar, çocuklarınızla sürekli iletişimde olun: Zihninden geçen duyguları, düşünceleri ve davranış planlarını anlayabilecek kadar çocuğunuza yakın olun. Bunun için evde kaliteli vakit geçirin, dışarıda sosyal aktiviteler yapın. ‘Yorgunum’ diyerek geçiştirmeyin. Çocuğunuza ilgi çekici programlar hazırlayarak, aranızdaki ilişkiyi besleyin.
Çocuğunuza iç çamaşırı kuralını öğretin: Çocuklarınıza vücutlarının kendilerine ait olduğunu ve hiç kimsenin, kendi izinleri olmadan vücutlarına dokunmayacaklarını öğretin. Kural olarak başkaları çocukların iç çamaşırları ve çamaşırının iç kısmındaki bedenlerine dokunamazlar. Çocuklar da aynı şekilde başkalarının bu yerlerine dokunamazlar. İstisna durum olarak doktorlar, anne baba ya da bakıcılar vb. gerekli durumlarda istisnadır. Yine de en ufak bir rahatsızlık hissettiklerinde “HAYIR” demeleri gerektiğini çocuğunuza açıklamalı ve gerektiğinde “HAYIR” demeye teşvik etmelisiniz.
Çocuğunuza iyi ve kötü dokunmaları anlatın: İyi dokunmalar kişinin sevildiğini önemsendiğini hissettirir. Kötü dokunmalar ise, kişide öfke, nefret, suçluluk duygusu hissettirir. Çocuğunuza böyle durumlarda bağırmasını, yardım istemesi gerektiğinden söz edinin.
Cinsel Eğitim verin ya da almasını sağlayın: Çoğu istismarların sebebi cinsel bilgilerin eksikliğinden oluşuyor. Çocuklar istismara uğradığı zaman kişinin ne yaptığı anlayamadığı için sesini çıkarmıyor. O yüzden her çocuğa cinsel eğitim vermesi gerekir. Çocuğunuza cinsel bilgiler vermekten çekinmeyin. Çocukların bunları kendileri keşfetmeleri öğrenmeleri bazen olumsuz sonuçlana bilir.
Cinsel bilgiler veren kitaplar çocuğunuzla birlikte okuyun: Cinsel içeren kitaplar alıp çocuğunuzla beraber okuyun ve çocuğunuzu anlatı
Sır saklama ya da saklamamayı anlatın: İstismara uğrayan çocukların çoğu istismarın bir sır olarak düşünüp ya da korktukları için açıklamıyorlar. Çocuğunuza neyi saklamaları neyi saklamamaları gerektiğini öğretin. Çocukların kendilerini anlatmalarına izin verin, rahatsız oldukları durumları anlatmasını izin verin, ne olursa olsun onların yanında olduklarını hissettirin.

Ebeveynler çocuklarına yönelik bir taciz veya tecavüzden şüphelenirse ne yapmalı?

İlk olarak çocukları ile sakin ve güvenli bir ortamda onları korkutmadan konuşabilirler. Sakince onlara son günlerde hoşlarına gitmeyen şekilde dokunan veya hoşlarına gitmeyen şeyler yapmaya zorlayan birileri olup olmadığı sorulabilir. Konuşmayı kendiniz sakinliğinizi koruyarak yapamayacağınızı düşünüyorsanız bir ruh sağlığı profesyonelinden (psikolog veya psikiyatrist) yardım alabilirsiniz. Çocuğun ilk açıklamasına verilen tepki çok önemlidir:
  • Çocuk sakin bir şekilde; panik olmadan, telaşa vermeden, sinirlenmeden dinlenmeli,
  • Çocuğa inanılmalı, kendisine olanların onun suçu olmadığı anlatılmalı. Bu gibi olayları söylemek çocuklar için hiç kolay olmaz. Olanları anlatırlarsa:
  • İstismarcılarının onlara zarar vereceğinden
  • Ebeveynlerini üzüp kızdıracaklarından
  • Ailelerinin kaosa itilip dağılacağından (özellikle de tacizci aile üyesi ise)
  • Ailelerinden koparılacaklarından korkarlar
Çocuk, tacizcinin ona tekrar zarara vermesi ihtimaline karşı korunmalıdır.
Bu noktada adli makamlarla iletişime geçmek gerekir. Çocuğun olası tıbbi sorunlarının tedavisi için tıbbi yardım alınırken bir ruh sağlığı profesyoneli ile iletişime geçerek mağdur çocuğun değerlendirilmesini ve gerekli görülen desteği almasını sağlamak önemlidir.
 Unutulmaması önemli olan nokta şudur: üstü kapatılarak veya olmamış gibi yaparak çocukların böylesi ciddi bir olayın üstesinden gelmesini beklemek yarardan çok zarar verecektir. Susmak veya susturmak yaraları derinleştirirken konuşmanın iyileştirici olduğunu ve çocuk istismarı konusunda yetkin psikoterapist desteğinin iyileşmeyi hızlandırıcı olduğunu biliyoruz. Olayın açığa çıkması sonrasında çocuğa adli süreçler konusunda bilgilendirme yapmak gerekir. Ona nasıl bir süreç yaşanacağını önden basitçe anlatmak süreci daha az sorunlu yaşamasına yardımcı olacaktır. Çocuğun ailesi tarafından sevilmeye devam edildiğinin hatırlatılması, olanların onun suçu olmadığı ve ailesinin onu sevmeye devam ettiğinin çocuğa açıkça söylenmesi iyileşmenin başlaması için son derece önemlidir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum