Reklam
SİNAN AKDEMİR

SİNAN AKDEMİR

ETİK DEĞERLER-AHLAKİ DEĞERLER

03 Eylül 2021 - 10:03 - Güncelleme: 03 Eylül 2021 - 10:22

Ve hiç kuşkusuz, sen büyük bir ahlak üzeresin. (68/Kalem 4)
 
Ahlak; bir toplumun iyi ya da kötü olarak kabul edilen davranışları belirleyen yazısız kurallarıdır. Ahlak kelimesi Latince morale kelimesinden gelir ve insanın doğru - yanlış, olumlu - olumsuz, iyi- kötü olarak nitelendirdiği hal, hareket ve sözlerin bir bütünüdür. Toplum halinde yaşayan insanlar arasında düzenin sağlanabilmesi için insanların belli kurallara uygun davranması gerekir. Bu kuralların bir bölümü ahlak kurallarıdır Görenek, gelenek, töre ve adetler ahlakın bir bölümünü oluştururlar.
Bütün dinler de ki buna Semavi olmayan dinlerde dahildir insanı ahlaklı olmaya yönlendirir. Kuran da onlarca ayette Ahlaklı olmayı ön şart koşarken peygamberimize hitaben de Kalem süresinde                          ‘’ Ve hiç kuşkusuz, sen büyük bir ahlak üzeresin.’’ Der. Bir hadisinde de Allah’ın resulü ‘’ Ben sadece güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim der.’’
Ahlak toplumda kanunlardan da ibadetlerden de önce gelmesi gerekirken günümüz insanı ne yazık ki ahlakı geriye atıp kanunlara yaslanmış ahlak dışı davranışlardan sakınmayıp ibadetlere sığınmıştır. Sadece kanunlar yaparak toplumda, iş hayatında ve aile hayatında ne düzen sağlanabilir ne de huzur. Ben burada biraz da iş hayatında ki ahlakın veya günümüz deyişi ile ETİK değerler üzerinde durmak istiyorum. Bir çalışan kanun sözleşme ve yönetmeliklerde belirtilmiş kural ve yasakların ötesinde sahip olduğu ETİK değerlerle öne çıkar. Alacağı ücretin karşılığını verirken dürüst tutarlı saygılı zamanını verimli kullanan şirketin menfaatlerini gözeten kendini ve firmasını küçük düşürecek davranışlardan uzak duran çalışanlar olmalıdır.
Ölçü şu olmalıdır benim yapacağım veya yaptığım bu söz ve davranıştan bir başkası maddi veya manevi zarar görecek mi? Cevap evet ise işte Etik olmayan bir davanış içerisindeyiz demektir. Yapılan dedikoduları magazin sohbeti gibi algılayan insanoğlu nu Allah "Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır.(Hucurat/12) diye uyarırken bir Hadis te de  ‘’ Dedikonun Zinadan daha şiddetli olduğu ifade edilmektedir. Hal böyle iken Yaratıcı kulunu en iyi bilen olarak bizleri uyarmasına rağmen bizler hala dedikodunun peşinde seyreder dururuz. İş yerinde yapılan dedikodu ise çalışma ortamına atılmış bir bombadır. Sadece yükselmek adına arkadaşları hakkında dedikodu yapanların sayısını hepimiz biliyoruz. Yalan ı beyaz ve siyah diye ayırarak masumlaştırırken verdiğimiz sözlerde durmamayı zamansızlığa veya yoğunluğa bağlıyoruz. Âmâ unuttuğumuz bir şey var ki Allah diyor ki ‘’ O mü’minler, kendilerine tevdi edilen her türlü emâneti korur ve verdikleri sözleri tastamam yerine getirirler.(mu minun/8). Hadi bir düşünelim Ahlaklı veya Etik olmak için sözümüzde durmak gerekmez mi ? Elbette bu değerlerin tamamı hem çalışan hem yönetici hem işveren için geçerlidir. Emri altındakilere adil dürüst tarafsız ve hakkaniyetli olmak her yönetici için olmazsa olmazdır. İşçinin hakkını alın teri kurumadan vermeli ona karşı verilen sözlerde durulmalıdır. İş hayatının tüm tarafları Doğru, dürüst ve açık olmalı şeytanlıklardan uzak durulmalıdır. Herkes adil ve tarafsız olmaya sorumluluk sahibi olan tutarlı davranışlar sergileyen kişiler olmalıdır. Davranış ve sözlerimiz her zaman her ortam da prensiplerimize uyumlu olmalı çıkarlarımıza göre yön değiştirmemeliyiz. Bir eylemin bir hareketin ahlaklı olması için hiçbir çıkar sağlamaması gerekir.
Son söz olarak şunu söylemek istiyorum: İnsan terazisinde güzel ahlaktan daha değerli bir şey yoktur.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum