Reklam
Ali HASHALICI

Ali HASHALICI

Güvenlik sınırlarımızı içeride mi yoksa dışarıda mı kurmalıyız?

06 Ocak 2020 - 11:08

Tarihten süregelen fetih anlayışımız sayesinde uzun yıllar müreffeh yaşam sürmüştü Türk devletleri.
Ne zaman içeride adil düzen bozuldu, işte o tarihten beri iç kavgalarımız bitmedi ve milletimizin bugünlere kadar çok sıkıntılar çekmesine vesile oldu.
Tarihten gelen bu birikime devlet kademelerimizin itirazları sessiz çığlık gibi büyüyerek geldi. Günümüzde halen ayrışma hız kesmeden devam ediyor.
Libya meselesi de bunun en net örneği. Ülkemizin ferahı ve güvenliği için savunma hattını ileride kurmak kadar doğal askeri strateji yoktur. Bu durum, Akdeniz’in güvenliğini sağlayacak, Akdeniz’e kıta sahanlığı olan devletlerin (İsrail, Mısır vs.) haklarını koruyacak ve ekonomik kazanımlarımızı da tüm zorluklara rağmen beraberinde getirecektir. Yıllarca masa başı diplomasi oyunları ile ülkemizi sömürdüler ve her istediklerini uyguladılar ama devletimiz Dünya’nın hiç beklemediği bir hamle ile Libya-Türkiye Antlaşmasıyla Akdeniz’deki tüm dengeleri değiştirmiş ve batılı devletlerin uygulamalarını ötelediği gibi planlarını da bozmuştur.
Batı, planlarında Türkiye Cumhuriyeti’ni, oyalamak, gelişmesini engellemek ve birliğini sağlayamaması için oluşturulan terör örgütleri yerine, çapsız ulus devletlerine bırakmıştı. Çünkü, ülkemizin savunma sanayi üretimleri ve milli kadrolaşması terör örgütlerini bitirmeye yetmişti. Hal böyle olunca, Türkiye üzerine daha büyük belalar sarmak istediler ama Türkiye bunlara oyalanmaları için Libya Mutabakatını verdi hem de uluslararası diplomatik teamüllere uygun bir biçimde. Şimdi bu çapsız devletler bu hamleyi boşa çıkarmak adına adeta kıvranıyorlar. Devletimiz ise bölgenin güvenliğini sağlamaya ve savunma sanayi üretimlerine hız kesmeden devam ediyor. Kazanılan zamanı fırsata çeviriyor. Tıpkı çözüm sürecinde olduğu gibi ve bunu devlet Başkanımız maharetle yönetiyor.
Bütün bunlarla uğraşan devletimiz, içeride de muhalefet ile boğuşuyor. Libya teskeresine hdp ve Chp ekseni hayır oyu verdi ama İyi Parti de aynı çizgide farklı gerekçe ifade ederek buluştu.
Taban tabana zıt olan bu fikirlerin ortak noktada buluşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin menfaati için bölgeye gidecek ve vefalı Türk namı ile gönüllerin bekleneni olan Mehmetçiğimiz hakkında özellikle hdp ile aynı çizgide olması nasıl izah edilecek! Hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin bir toz kadar menfaati olan her şeye evet diyeceğiz demelerine rağmen.
Diğer yandan İran, Irak, ABD gerginliği kırmızı alarm veriyor. İşte tüm bu olup bitenler arasında yani yangın yerinin tam ortasında, dış mihraklara karşı durmaya çalışan devletimize iç muhalefetinde yük olması milli menfaatlerimiz ve tarihimiz ile örtüşmemektedir.
Ama her şeye rağmen ekonomimizin iyileşmeye, ihracatın artmaya, milli üretimlerin kullanıma girmeye başlaması devletimizin ne denli güçlü olduğunun ispatıdır. Tabi ki ardında duran aziz milletimiz sayesinde.
Şimdi soru;
Güvenlik sınırımızı nerede oluşturacağız?

YORUMLAR

  • 0 Yorum